blog1

Cinsel İlişki Kurulamaması Boşanma Sebebi midir?

“Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre evlenmenin sosyal amacı yanında, belki de daha önemli olarak nesli devam ettirme ve cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır. Tarafların psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini temelinden sarsar. Cinsel ilişkinin başarılamamış olması karşısında, eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı açısından kusur olarak kabul etmek mümkün değildir. Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonra da devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemez.”
Gerek Türk Medeni Kanunu gerekse Yargıtay Kararlarına göre eşler arasında cinsel ilişki kurulamaması, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma davasında boşanma konusu davranışlardan biridir. Eşlerden biri, cinsel ilişki kuramayan, cinsel ilişki kurulamamasında kusurlu olan eşe karşı evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gerekçesiyle boşanma davası açabilmektedir. Ancak cinsel ilişkinin kurulamadığının sabit olması için evlilik birliğinde belli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Örneğin 3 günlük bir evlilikte cinsel ilişki kurulamaması boşanma sebebi olarak kabul görmemektedir.

Nitekim Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 08.0.2002 tarihli kararı da bu yöndedir:

“Taraflar 5 gün bir arada kalmışlardır. Bu süre taraflar arasında cinsel uyumsuzluk bulunduğunu kabul için yeterli değildir. Yalnızca cinsel ilişkinin 5 gün içinde kurulamamış olması evlilik birliğinin temelden sarsıldığını göstermez.”
Evlilik birliğinin, cinsel ilişki kurulamaması sebebiyle temelden sarsıldığını kabul edebilmek için geçmesi gereken süre Kanun’da belirtilmemiş ancak Yargıtay, bir kararında 5 aylık bir sürede ilişki kurulamamasının evlilik birliğinin temelden sarsılması için yeterli kabul etmiştir.
Cinsel ilişki kurulamaması sebebiyle açılan boşanma davasında, eğer karşı taraf bu durumu kabul etmiyorsa yani eşler arasında bu konuda çekişme varsa sadece tanık beyanları yeterli olmayacak, Mahkemece rapor alınması gerekecektir. Zira Yargıtay yerleşik kararlarında da belirttiği gibi bilimsel ve uzmanlık gerektiren konularda tanık beyanlarına değer verilemez.

Kusurlu Olmayan Eşin Tazminat İsteme Hakkı Var Mı?

Cinsel ilişki kurulamamasında kusuru olan eş, eğer talep varsa karşı tarafa tazminat ödemek durumunda kalacaktır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, cinsel ilişki kurulamamasına sebep olan eşin “kusurlu” olup olmadığıdır. Zira Mahkemece alınan rapor sonrası cinsel ilişki kurulamamasında eşin, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığı var ise bu durum eşin kusurundan kaynaklanmadığı için karşı tarafın tazminat talebi reddedilecektir. Ancak yine de ortada evlilik birliğini temelden sarsılmasına sebep olan cinsel ilişki kurulamaması söz konusu olduğundan boşanma konusunda eşin kusurlu olup olmamasının herhangi bir önemi yoktur.
Cinsel ilişki kurulamamasına sebep olan eşin tedavisi mümkün bir hastalığı var ise ve eş, tedavi olmaya yanaşmıyorsa bu durum da eşin kusurlu olduğunu gösterdiğinden yine karşı tarafın tazminat talep etme hakkı bulunacaktır.